
Sabah ola, hayýr ola (gele).
Sabah olsun, o vakte kadar iþi belki düzelir.
Çünkü gündüz geceden daha hayýrlýdýr. Bk. Akþamýn
hayrýndan sabahýn þerri...
Sabýr acý ise de (acýdýr) meyvesi tatlýdýr.
Acý, yoksulluk, haksýzlýk gibi üzücü durumlar
karþýsýnda ses çýkarmadan onlarýn geçmesini bekleme
erdemi gösteren ve direnen kiþi, sonunda kârlý
çýkar. Çünkü Yüce Allah, sabredenlerle beraberdir;
onlarý sabýrlarý karþýlýðýnda mutlaka
mükâfatlandýracaktýr.
Sabreden derviþ, muradýna ermiþ.
Hiç kimse amacýna öyle birdenbire ve kolayca
ulaþamaz. Ýnsanýn karþýsýna pek çok engel çýkabilir,
uzun zaman beklemesi gerekebilir, baþýna türlü
hâller gelebilir; iþte bütün bunlara sabreden,
direniþini yýlmadan sürdüren kiþi istediðine kovuþup
ulaþabilir.
Sabreyle iþine, hayýr gelsin baþýna.
Bir iþ yapmaya giriþtiðinde karþýna çýkan
zorluklar sebebiyle kýzýp öfkeye kapýlmaz, acele
edip gevþemez, azmini yitirmezsen baþarý da, hayýrlý
sonuç da senin olur.
Sabrýn sonu selâmettir.
Olan veya olacak tüm zorluklara göðüs geren,
telâþ ve öfkeye kapýlmadan baþýna gelen felâketlerin
geçmesini bekleyen, ses çýkarmadan bunlarý aþma
erdemi gösteren kimse, sonunda esenliðe erecektir.
Saçýn ak mý kara mý, önüne düþünce görürsün.
Acele etme, herhangi bir yargýya varma; sonucun
ne olduðunu biraz sonra, iþ bitince, kendi
gözlerinle görüp anlarsýn.
Sadýk dost akrabadan yeðdir.
Dostluðu, baðlýlýðý gerçek ve içten olan dost,
akrabadan daha iyi ve hayýrlýdýr.
Sefa ile yenen cefa ile kazanýlýr.
Kaygýsýz, sakin, zevk ve gönül rahatlýðý içinde
yenen para, sýkýntý çekilerek ve alýn teri dökülerek
kazanýlmýþtýr.
Sað baþ yastýk istemez.
Saðlýðý yerinde olan bir insanýn durup dururken
yattýðý pek görülmez. Eðer yatmak istiyorsa, bilin
ki o hastadýr.
Sað elinin verdiðini sol elin görmesin.
Birine yaptýðýn iyiliði gizli tut. Herkesin gözü
önünde yaparsan, yardým yaptýðýn kiþiyi
incitebilirsin. Onun da bir onuru vardýr, bil.
Dinimiz olan Ýslâm da zekât ve sadakalarýn
verilmesinde bu gizliliðe uymayý emretmiþtir.
Aslolan kiþinin kendini gösterip övdürmesi deðil,
kendini göstermeden yardým yapýp yoksulu
sevindirmesidir.
Saðýr iþitmez, uydurur (yakýþtýrýr).
1. Ýþitme duyusundan yoksun, iþitmeyen kimse,
yakýnýnda konuþulanlarý duymaz. Ama konuþulanlara
bakarak deðerlendirmeler yapar, anladýðýný sanarak
bir þeyler yakýþtýrýp karþýlýk verir. 2. Bir olayýn
içyüzünü bilmeyen kimse, görünüþe göre bir sonuca
varýr; vardýðý sonucu da doðru sanýr.
Saðlýk, varlýktan yeðdir.
Vücudun hasta olmamasý, vücut esenliði her
þeyden önemlidir. Çünkü bir þeyin tadýný alabilmek,
bir þeyden gerektiði gibi yararlanabilmek için
saðlýklý olmak þarttýr. Her þeyiniz var, ama ondan
istifade edecek durumunuz yok. Neye yarar?
Sahipsiz eve it buyruk.
Bk. Issýz eve it buyruk.
Sakýnýlan göze çöp batar.
Üzerine çok düþülen þeyler daha çok kazaya ve
zarara uðrar. Olabileceði düþünülen kötü durumlara
karþý önlem almak gereklidir, ancak orta bir yol
izlemeli, aþýrýlýða düþülmemelidir.
Sakla samaný, gelir zamaný.
Gereksiz görülen, iþe yaramaz kabul edilen þey
günün birinde, ileride lâzým olabilir. Bu sebeple
önemsiz gördüðümüz þeyleri bir kenara atýp elden
çýkarmamalý, onlarý saklamalýyýz.
Sanat altýn bileziktir.
Bir kenarda saklanan altýn, günü gelince
bozdurulup kullanýlýr. Sanat da altýn bilezik
gibidir. Günü gelir gerekli olur. Bir sanata sahip
kimse, sanatýný uygulama alanýna sokarak ondan
geçimi için kazanç saðlar, yararlanýr. Dolayýsýyla
sanat, altýn gibi deðerini hiçbir zaman kaybetmez.
Sana taþla vurana, sen aþla vur (dokun).
Sana sert, kaba, acýmasýz davranana, sen yumuþak
davran; o incitiyorsa, sen incitme; kötülük
ediyorsa, sen iyilik et.
Sanatýný ustadan öðrenmeyen (görmeyen) öðrenemez.
Her iþin, her sanatýn kendine göre birtakým
incelikleri vardýr. Çok çalýþmak, kendi kendine
çalýþmakla bu incelikler öðrenilemez. Bu incelikler,
pek çok deneme yapmýþ ve tecrübe kazanmýþ ustadan
öðrenilir ancak. Çünkü usta denen kiþi, kendinden
öncekilerin tecrübelerinden yararlanan, sanatýný
gereði gibi öðrenip iþinin sýrlarýný bilen kiþidir.
Sana vereyim bir öðüt: Kendin ununu kendin öðüt.
Kiþi, kendi iþini kendisi yapmalýdýr. Ýþini
baþkasýna býrakmazsa içi rahat eder, sýkýntýya
düþmez. Hem iþi kolay yürür, hem de istediði gibi
olur.
Sarýmsaðý gelin etmiþler, kýrk gün kokusu
çýkmamýþ.
Ýnsanlar kötü yanlarýný kolay kolay belli
etmezler. Bunun için haklarýnda yargýda bulunmakta
acele etmemek gerekir.
Sayýlý gün tez geçer.
Sayýsý belli olan, bir iþin yapýlmasý için
önemli ve az görülen belirli zaman süresi çok çabuk
geçer. Kiþi iþine öyle dalar ki, bugünlerin nasýl
geçtiðinin farkýna bile varmaz.
Sayýlý koyunu kurt kapmaz.
Birine teslim edeceðiniz bir þeyi eðer sayarak,
ölçerek ya da tartarak verirseniz, emanet alan kiþi
onu daha iyi korur; içinde bir kötülük varsa bile,
sayýlý olduðunu bildiðinden ötürü bundan vaz geçer;
dikkatli olur.
Sebepsiz kuþ bile uçmaz.
1. Dünyada her þeyin olmasýna veya bir hâlde
bulunmasýna yol açan bir sebep vardýr. Bu sebepleri
de yaratan Yüce Allah`týr. Sebeplerin sýrrýný da
gerçek anlamda yalnýz O bilir.
2. Bir yardýmcý, bir yol gösterici olmadan iþler
baþarýya ulaþmaz.
Sel gider kum kalýr (kiþi ettiðini bulur).
Geçici olanlara deðil, kalýcý olanlara önem
vermek gereklidir. Hayatýn akýþý içinde yaþadýðýmýz
olaylarýn, bulunduðumuz yerlerin, iliþki kurduðumuz
insanlarýn bir aslî olanlarý, bir de gelip geçici
olanlarý vardýr. Ýþte bizim için bu aslî olanlar,
kalýcý olanlardan daha önemlidir.
Sen aða, ben aða; bu ineði kim saða?
Kiþi, üzerine düþen iþten kaçmayýp onu
yapmalýdýr. Herkes iþini bir kenara býrakýp keyfini
düþünürse iþler ortada kalýr, bir sonuç alýnamadýðý
gibi iþ düzeni de bozulur, karýþýklýk çýkar,
tatsýzlýk baþlar.
Sen iþlersen mal iþler, insan öyle geniþler.
Mal-mülk edinmenin, para kazanmanýn yolu
çalýþmaktýr. Ýnsan ne kadar çok çalýþýrsa, o kadar
da çok kazanýr; gittikçe de zenginleþir, rahat bir
hayata kavuþur.
Sen iþten korkma, iþ senden korksun.
Bir iþi baþarmada azim ve cesaret çok önemlidir.
Eðer giriþeceðin iþi gözünde büyütür, bunun altýndan
kalkamam diye korkar, azmini yitirirsen baþarýlý
olamazsýn. Korkma, cesaretle iþin üstüne üstüne git,
bak nasýl iyi bir sonuç alacaksýn.
Serçeden korkan darý ekmez.
Tehlikeleri gözünde büyüterek iþe giriþmekte
çekingen davranan kimse, amacýna ulaþamaz.
Unutulmamalýdýr ki, her iþin kendine göre zor bir
yaný vardýr. Amacýna kavuþmak isteyen de bunlarý
göze almalýdýr.
Sermayen bir yumurta ise taþa çal.
Sermaye, bir iþin kurulup yürütülmesi için
gerekli olan, önemi büyük bir güven kaynaðýdýr. Eðer
bu kaynak iþe yaramayacak, seni yarý yolda býrakacak
kadar küçük ve önemsizse, o iþten hemen
vazgeçmelisin; ona bel baðlayýp yola çýkarsan
sonunda zarar görür, piþman olursun.
Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yýlan olur.
Tutku hâlini almýþ aþýrý sevgi, baþlangýçta
sevenleri birbirine baðlayan güçlü bir baðdýr.
Karþýlýklý sevgi bittiði anda bu bað kopar; tutkuya
dönüþmüþ olan sevgi de kýsa zaman sonra yerini
karþýtý olan nefrete býrakýr, taraflara büyük zarar
verici odak hâline gelir.
Seyrek git sen (sýkça varma) dostuna, kalksýn
ayak üstüne.
Dostumuz da olsa, sýk sýk yanýna giderek kiþiyi
rahatsýz etmek doðru deðildir. Onu bezdirmemek,
kendimizden soðutmamak, gittiðimizde de yakýn ilgi
görmek ve lâyýkýyla aðýrlanmak istiyorsak,
ziyaretlerimizi uzun zaman aralýklarýyla ve arada
sýrada yapalým.
Sýçan çýktýðý deliði bilir.
Yasalara aykýrý, yolsuz, gizli bir iþ yapan
kimse, kalkýþtýðý bu eylemin doðuracaðý sonuçlarý
önceden enine boyuna hesaplar; yakayý ele vermemek,
yakalanmamak için gerekli önlemleri alýr; nereye, ne
zaman ve nasýl kaçacaðýný bilir.
Sýçan geçer yol olur.
Küçük ve basit de olsa, olumsuz ya da kötü bir
iþin yapýlmasýna izin verilmemelidir. Eðer bir kez
izin verilirse, sürekli yapýlmaya baþlar ve
alýþkanlýk hâline gelir. Bu giderek gelenekleþir ve
pek çok kimse o zararlý yolu takip eder.
Sinek küçüktür ama mide bulandýrýr.
Önemsiz, küçük gibi görünse de, kötü ve olumsuz
bir þey insan üzerinde iyi bir etki býrakmaz.
Sinek pekmezciyi tanýr.
Çýkarýný kollayan, kendini düþünen, iþinin ehli
olan kimse, kimden yararlanacaðýný iyi bilir.
Soðanýn acýsýný yiyen bilmez doðrayan bilir.
Bir iþteki güçlüðü, çekilen sýkýntýyý, o iþin
içinde olanlar, o iþi baþarmaya çalýþanlar bilir;
iþin sadece sonucundan yararlananlar ise bundan
habersizdirler.
Sona kalan dona kalýr.
Bir iþin yapýlmasýnda geç kalan, zamanýný
kullanamayan kimse istediði þeyi elde edemez.
Son piþmanlýk fayda vermez.
Ýþ iþten geçtikten sonra piþman olmanýn bir
yararý yoktur. Önemli olan bir zarara uðramadan
önce, yapýlacak iþe iyi düþünerek, tedbir alarak
girmek ve kötü bir sonla karþýlaþmamaya çalýþmaktýr.
Sonradan gelen devlet, devlet deðildir.
Kiþi yaþlandýktan sonra gelen zenginlik iþe
yaramaz. Çünkü zengin, varlýklý olmanýn tadý ancak
gençlikte çýkarýlýr.
Soran yanýlmamýþ.
Ýnsanoðlu her þeyi bilemez. Pek çok bilgiye
sahip olan kimsenin bile bilmediði pek çok þey
vardýr. Bu sebeple bir iþe giriþmeden önce,
yanýlgýya düþmemek ve yanlýþa sapmamak için o iþ
konusunda birilerine soru sormak, onlardan bilgi
almak son derece gereklidir.
Sora sora Baðdat bulunur.
Ýnsan sora sora bilmediði iþleri ve çok uzak
yerleri bile öðrenip bulabilir.
Sorma kiþinin aslýný, sohbetinden bellidir.
Bir kiþinin kim olduðunu, soyunu sopunu
öðrenmenin bir gereði yoktur. Onu tanýmak, karakteri
hakkýnda bilgi edinmek istiyorsan konuþmasýna,
fikirlerine, inançlarýna, hâl ve hareketlerine bak;
bu sana yeterli ipuçlarýný verir.
Söyleyenden dinleyen arif gerek.
1. Çok söz söylemek yerine çok dinlemek daha
iyidir. Çünkü öðrenmenin en önemli yollarýndan biri
de dinlemektir. Ayrýca çok konuþanýn çok hata
yaptýðý da ortadadýr.
2.Kimi konuþmacýlar üstü kapalý, sanatlý ve derin
anlamlý konuþurlar. Bu durumda söylenenlerin
anlaþýlmasý, dinleyenin bilgi ve anlayýþ yeteneðine
baðlý kalýr. Dinleyen, ne denmek istendiðini çaba
göstererek anlamalýdýr.
Söz aðýzdan çýkar.
Faziletli, dürüst, ahlâklý ve mert kiþi aðzýndan
çýkan sözü bilir; ona baðlý kalýr, verdiði sözden
dönmez ve onun gereðini yerine getirir.
Söz gümüþse, sükût altýndýr.
Konuþmak her ne kadar iyiyse de, susmak bazen
konuþmaktan daha iyi sonuç verir. Öyle ki, hiç
ummadýðý zamanda bile kiþinin sarf ettiði sözler
baþýna iþ açabilir; onu zor duruma sokabilir.
Sözünü bil, piþir; aðzýnda der, devþir.
Söyleyeceði sözün ne anlam taþýdýðýný, ne gibi
sonuçlara yol açacaðýný düþünmeli; derleyip
toparlamalý, ondan sonra söylemelidir insan. Eðer
söz aðza geldiði gibi, bir tartýdan geçirilmeden
söylenirse insanýn baþýna umulmadýk dertler
açabilir.
Söz var iþ bitirir, söz var baþ yitirir.
Sözün insan üzerindeki etkisi tartýþýlmaz. Ýyi,
güzel, akýllýca ve yerinde söylenmiþ sözler çoklukla
insanlar üzerinde olumlu etkiler býrakýr;
inandýrýcý, kabullendirici, yumuþatýcý bir rol
oynayarak rayýndan çýkmak üzere olan iþleri bir
düzene sokar. Bunun yanýnda, kimi kýrýcý, kaba,
sert, düþünülmeden söylenmiþ, ölçüsüz sözler de kimi
tepkilere yol açar; anlaþmazlýklara, kavgalara sebep
olur; iþler çýkmaza girer, giderek büyür ve
kimilerinin ölümüne bile sebep olur.
Su akarken testiyi doldurmalý.
Ýnsan eline geçen fýrsatlarý deðerlendirmeli,
karþýsýna çýkan imkânlardan yararlanmasýný bilmeli,
mümkün olduðunca mal-mülk edinmeli, geleceðini
güvence altýna almalýdýr. Çünkü her zaman uygun bir
fýrsat yakalamasý mümkün olmayacaktýr.
Su bulanmayýnca durulmaz.
Kimi iþ, konu, olay ya da durumlar pek çok
tartýþma, çekiþme ve mücadeleden sonra aydýnlýða
kavuþur. Hemen herkes niyetini açýða vurur, fikrini
söyler, söylenmedik bir þey kalmaz, sonunda mesele
çözülür ve iþ yoluna girer.
Su bulununca (görülünce) teyemmüm bozulur.
Bir zorunluluk dolayýsýyla yapýlmakta olan bir
iþin, bu zorunluluk ortadan kalkýnca gereði gibi
yapýlmak için yeni baþtan ele alýnmasý gerekir. Bir
baþka deyiþle, iþimizde kullanacaðýmýz asýl þey
elimize geçince, daha önce onun yerine koyduðumuz
benzerinin bir hükmü ya da deðeri kalmaz.
Su küçüðün, söz (sofra) büyüðün.
Öncelikle büyükler sayýlmalý, küçükler de
korunmalýdýr. Geleneklerimiz ve dinimiz, korunmada
önceliði çocuða vermiþtir; çünkü çocuk daha güçsüz
ve dayanýksýzdýr. Saygýda ise önceliði büyüklere
vermiþtir, çünkü çocuðun bütün ihtiyaçlarýný
karþýlayan odur.
Su testisi su yolunda kýrýlýr.
Bir kiþi amaç edindiði iþte veya ülküde, tuttuðu
yolda çeþitli engellerle karþýlaþýr; kazaya uðrar,
zarar görür, hatta ölür de.
Su uyur, düþman uyumaz.
Kimi akar sular vardýr ki sanki akmýyormuþ,
durgunmuþ gibi görünür. Buna asla kanmamak gerekir.
Çünkü durgun akan sular daha ziyade tehlikeli
olanlardýr, asýl akýþ ve hareket diptedir. Düþman
ise bundan daha tehlikelidir. Ona karþý her zaman
çok dikkatli ve uyanýk davranmak gerekir. Çünkü ne
zaman harekete geçeceði, ne yapacaðý belli olmaz.
Unutulmamalýdýr ki, düþman fýrsat düþkünüdür,
fýrsatý kollar.
Suyun yavaþ akanýndan, insanýn yere bakanýndan
kork.
Bk. Adamýn yere bakanýndan...
Sükût ikrardan gelir.
Susmak kabul etmek demektir. Bir kiþi, kendisine
yapýlan suçlamalara karþý itiraz etmiyor, kendisine
yapýlan tekliflere ses çýkarmýyorsa, bu evet, kabul
ettim demek anlamýna gelir.
Sürüden ayrýlaný (ayrýlan kuzuyu, koyunu) kurt
kapar (yer).
Herkesin tuttuðu yolu býrakýp ayrý bir yol
tutturanlar, herkesin yaptýðýný yapmayanlar, ya da
arkadaþlarýnýn yardýmýyla yapýlan bir iþten
ayrýlanlar büyük zarara uðrarlar.
Sütten aðzý yanan, yoðurdu üfleyerek yer.
Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören
kimse, ona benzer bir iþle karþýlaþtýðýnda uyanýk
davranýr; tedbirli olur.