Atasözleri

Ana Sayfa

 
 


Sabah ola, hayýr ola (gele).
Sabah olsun, o vakte kadar iþi belki düzelir. Çünkü gündüz geceden daha hayýrlýdýr. Bk. “Akþamýn hayrýndan sabahýn þerri...”

Sabýr acý ise de (acýdýr) meyvesi tatlýdýr.
Acý, yoksulluk, haksýzlýk gibi üzücü durumlar karþýsýnda ses çýkarmadan onlarýn geçmesini bekleme erdemi gösteren ve direnen kiþi, sonunda kârlý çýkar. Çünkü Yüce Allah, sabredenlerle beraberdir; onlarý sabýrlarý karþýlýðýnda mutlaka mükâfatlandýracaktýr.

Sabreden derviþ, muradýna ermiþ.
Hiç kimse amacýna öyle birdenbire ve kolayca ulaþamaz. Ýnsanýn karþýsýna pek çok engel çýkabilir, uzun zaman beklemesi gerekebilir, baþýna türlü hâller gelebilir; iþte bütün bunlara sabreden, direniþini yýlmadan sürdüren kiþi istediðine kovuþup ulaþabilir.

Sabreyle iþine, hayýr gelsin baþýna.
Bir iþ yapmaya giriþtiðinde karþýna çýkan zorluklar sebebiyle kýzýp öfkeye kapýlmaz, acele edip gevþemez, azmini yitirmezsen baþarý da, hayýrlý sonuç da senin olur.

Sabrýn sonu selâmettir.
Olan veya olacak tüm zorluklara göðüs geren, telâþ ve öfkeye kapýlmadan baþýna gelen felâketlerin geçmesini bekleyen, ses çýkarmadan bunlarý aþma erdemi gösteren kimse, sonunda esenliðe erecektir.

Saçýn ak mý kara mý, önüne düþünce görürsün.
Acele etme, herhangi bir yargýya varma; sonucun ne olduðunu biraz sonra, iþ bitince, kendi gözlerinle görüp anlarsýn.

Sadýk dost akrabadan yeðdir.
Dostluðu, baðlýlýðý gerçek ve içten olan dost, akrabadan daha iyi ve hayýrlýdýr.

Sefa ile yenen cefa ile kazanýlýr.
Kaygýsýz, sakin, zevk ve gönül rahatlýðý içinde yenen para, sýkýntý çekilerek ve alýn teri dökülerek kazanýlmýþtýr.

Sað baþ yastýk istemez.
Saðlýðý yerinde olan bir insanýn durup dururken yattýðý pek görülmez. Eðer yatmak istiyorsa, bilin ki o hastadýr.

Sað elinin verdiðini sol elin görmesin.
Birine yaptýðýn iyiliði gizli tut. Herkesin gözü önünde yaparsan, yardým yaptýðýn kiþiyi incitebilirsin. Onun da bir onuru vardýr, bil. Dinimiz olan Ýslâm da zekât ve sadakalarýn verilmesinde bu gizliliðe uymayý emretmiþtir. Aslolan kiþinin kendini gösterip övdürmesi deðil, kendini göstermeden yardým yapýp yoksulu sevindirmesidir.

Saðýr iþitmez, uydurur (yakýþtýrýr).
1. Ýþitme duyusundan yoksun, iþitmeyen kimse, yakýnýnda konuþulanlarý duymaz. Ama konuþulanlara bakarak deðerlendirmeler yapar, anladýðýný sanarak bir þeyler yakýþtýrýp karþýlýk verir. 2. Bir olayýn içyüzünü bilmeyen kimse, görünüþe göre bir sonuca varýr; vardýðý sonucu da doðru sanýr.

Saðlýk, varlýktan yeðdir.
Vücudun hasta olmamasý, vücut esenliði her þeyden önemlidir. Çünkü bir þeyin tadýný alabilmek, bir þeyden gerektiði gibi yararlanabilmek için saðlýklý olmak þarttýr. Her þeyiniz var, ama ondan istifade edecek durumunuz yok. Neye yarar?

Sahipsiz eve it buyruk.
Bk. “Issýz eve it buyruk.”

Sakýnýlan göze çöp batar.
Üzerine çok düþülen þeyler daha çok kazaya ve zarara uðrar. Olabileceði düþünülen kötü durumlara karþý önlem almak gereklidir, ancak orta bir yol izlemeli, aþýrýlýða düþülmemelidir.

Sakla samaný, gelir zamaný.
Gereksiz görülen, iþe yaramaz kabul edilen þey günün birinde, ileride lâzým olabilir. Bu sebeple önemsiz gördüðümüz þeyleri bir kenara atýp elden çýkarmamalý, onlarý saklamalýyýz.

Sanat altýn bileziktir.
Bir kenarda saklanan altýn, günü gelince bozdurulup kullanýlýr. Sanat da altýn bilezik gibidir. Günü gelir gerekli olur. Bir sanata sahip kimse, sanatýný uygulama alanýna sokarak ondan geçimi için kazanç saðlar, yararlanýr. Dolayýsýyla sanat, altýn gibi deðerini hiçbir zaman kaybetmez.

Sana taþla vurana, sen aþla vur (dokun).
Sana sert, kaba, acýmasýz davranana, sen yumuþak davran; o incitiyorsa, sen incitme; kötülük ediyorsa, sen iyilik et.

Sanatýný ustadan öðrenmeyen (görmeyen) öðrenemez.
Her iþin, her sanatýn kendine göre birtakým incelikleri vardýr. Çok çalýþmak, kendi kendine çalýþmakla bu incelikler öðrenilemez. Bu incelikler, pek çok deneme yapmýþ ve tecrübe kazanmýþ ustadan öðrenilir ancak. Çünkü usta denen kiþi, kendinden öncekilerin tecrübelerinden yararlanan, sanatýný gereði gibi öðrenip iþinin sýrlarýný bilen kiþidir.

Sana vereyim bir öðüt: Kendin ununu kendin öðüt.
Kiþi, kendi iþini kendisi yapmalýdýr. Ýþini baþkasýna býrakmazsa içi rahat eder, sýkýntýya düþmez. Hem iþi kolay yürür, hem de istediði gibi olur.

Sarýmsaðý gelin etmiþler, kýrk gün kokusu çýkmamýþ.
Ýnsanlar kötü yanlarýný kolay kolay belli etmezler. Bunun için haklarýnda yargýda bulunmakta acele etmemek gerekir.

Sayýlý gün tez geçer.
Sayýsý belli olan, bir iþin yapýlmasý için önemli ve az görülen belirli zaman süresi çok çabuk geçer. Kiþi iþine öyle dalar ki, bugünlerin nasýl geçtiðinin farkýna bile varmaz.

Sayýlý koyunu kurt kapmaz.
Birine teslim edeceðiniz bir þeyi eðer sayarak, ölçerek ya da tartarak verirseniz, emanet alan kiþi onu daha iyi korur; içinde bir kötülük varsa bile, sayýlý olduðunu bildiðinden ötürü bundan vaz geçer; dikkatli olur.

Sebepsiz kuþ bile uçmaz.
1. Dünyada her þeyin olmasýna veya bir hâlde bulunmasýna yol açan bir sebep vardýr. Bu sebepleri de yaratan Yüce Allah`týr. Sebeplerin sýrrýný da gerçek anlamda yalnýz O bilir.
2. Bir yardýmcý, bir yol gösterici olmadan iþler baþarýya ulaþmaz.

Sel gider kum kalýr (kiþi ettiðini bulur).
Geçici olanlara deðil, kalýcý olanlara önem vermek gereklidir. Hayatýn akýþý içinde yaþadýðýmýz olaylarýn, bulunduðumuz yerlerin, iliþki kurduðumuz insanlarýn bir aslî olanlarý, bir de gelip geçici olanlarý vardýr. Ýþte bizim için bu aslî olanlar, kalýcý olanlardan daha önemlidir.

Sen aða, ben aða; bu ineði kim saða?
Kiþi, üzerine düþen iþten kaçmayýp onu yapmalýdýr. Herkes iþini bir kenara býrakýp keyfini düþünürse iþler ortada kalýr, bir sonuç alýnamadýðý gibi iþ düzeni de bozulur, karýþýklýk çýkar, tatsýzlýk baþlar.

Sen iþlersen mal iþler, insan öyle geniþler.
Mal-mülk edinmenin, para kazanmanýn yolu çalýþmaktýr. Ýnsan ne kadar çok çalýþýrsa, o kadar da çok kazanýr; gittikçe de zenginleþir, rahat bir hayata kavuþur.

Sen iþten korkma, iþ senden korksun.
Bir iþi baþarmada azim ve cesaret çok önemlidir. Eðer giriþeceðin iþi gözünde büyütür, bunun altýndan kalkamam diye korkar, azmini yitirirsen baþarýlý olamazsýn. Korkma, cesaretle iþin üstüne üstüne git, bak nasýl iyi bir sonuç alacaksýn.

Serçeden korkan darý ekmez.
Tehlikeleri gözünde büyüterek iþe giriþmekte çekingen davranan kimse, amacýna ulaþamaz. Unutulmamalýdýr ki, her iþin kendine göre zor bir yaný vardýr. Amacýna kavuþmak isteyen de bunlarý göze almalýdýr.

Sermayen bir yumurta ise taþa çal.
Sermaye, bir iþin kurulup yürütülmesi için gerekli olan, önemi büyük bir güven kaynaðýdýr. Eðer bu kaynak iþe yaramayacak, seni yarý yolda býrakacak kadar küçük ve önemsizse, o iþten hemen vazgeçmelisin; ona bel baðlayýp yola çýkarsan sonunda zarar görür, piþman olursun.

Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yýlan olur.
Tutku hâlini almýþ aþýrý sevgi, baþlangýçta sevenleri birbirine baðlayan güçlü bir baðdýr. Karþýlýklý sevgi bittiði anda bu bað kopar; tutkuya dönüþmüþ olan sevgi de kýsa zaman sonra yerini karþýtý olan nefrete býrakýr, taraflara büyük zarar verici odak hâline gelir.

Seyrek git sen (sýkça varma) dostuna, kalksýn ayak üstüne.
Dostumuz da olsa, sýk sýk yanýna giderek kiþiyi rahatsýz etmek doðru deðildir. Onu bezdirmemek, kendimizden soðutmamak, gittiðimizde de yakýn ilgi görmek ve lâyýkýyla aðýrlanmak istiyorsak, ziyaretlerimizi uzun zaman aralýklarýyla ve arada sýrada yapalým.

Sýçan çýktýðý deliði bilir.
Yasalara aykýrý, yolsuz, gizli bir iþ yapan kimse, kalkýþtýðý bu eylemin doðuracaðý sonuçlarý önceden enine boyuna hesaplar; yakayý ele vermemek, yakalanmamak için gerekli önlemleri alýr; nereye, ne zaman ve nasýl kaçacaðýný bilir.

Sýçan geçer yol olur.
Küçük ve basit de olsa, olumsuz ya da kötü bir iþin yapýlmasýna izin verilmemelidir. Eðer bir kez izin verilirse, sürekli yapýlmaya baþlar ve alýþkanlýk hâline gelir. Bu giderek gelenekleþir ve pek çok kimse o zararlý yolu takip eder.

Sinek küçüktür ama mide bulandýrýr.
Önemsiz, küçük gibi görünse de, kötü ve olumsuz bir þey insan üzerinde iyi bir etki býrakmaz.

Sinek pekmezciyi tanýr.
Çýkarýný kollayan, kendini düþünen, iþinin ehli olan kimse, kimden yararlanacaðýný iyi bilir.

Soðanýn acýsýný yiyen bilmez doðrayan bilir.
Bir iþteki güçlüðü, çekilen sýkýntýyý, o iþin içinde olanlar, o iþi baþarmaya çalýþanlar bilir; iþin sadece sonucundan yararlananlar ise bundan habersizdirler.

Sona kalan dona kalýr.
Bir iþin yapýlmasýnda geç kalan, zamanýný kullanamayan kimse istediði þeyi elde edemez.

Son piþmanlýk fayda vermez.
Ýþ iþten geçtikten sonra piþman olmanýn bir yararý yoktur. Önemli olan bir zarara uðramadan önce, yapýlacak iþe iyi düþünerek, tedbir alarak girmek ve kötü bir sonla karþýlaþmamaya çalýþmaktýr.

Sonradan gelen devlet, devlet deðildir.
Kiþi yaþlandýktan sonra gelen zenginlik iþe yaramaz. Çünkü zengin, varlýklý olmanýn tadý ancak gençlikte çýkarýlýr.

Soran yanýlmamýþ.
Ýnsanoðlu her þeyi bilemez. Pek çok bilgiye sahip olan kimsenin bile bilmediði pek çok þey vardýr. Bu sebeple bir iþe giriþmeden önce, yanýlgýya düþmemek ve yanlýþa sapmamak için o iþ konusunda birilerine soru sormak, onlardan bilgi almak son derece gereklidir.

Sora sora Baðdat bulunur.
Ýnsan sora sora bilmediði iþleri ve çok uzak yerleri bile öðrenip bulabilir.

Sorma kiþinin aslýný, sohbetinden bellidir.
Bir kiþinin kim olduðunu, soyunu sopunu öðrenmenin bir gereði yoktur. Onu tanýmak, karakteri hakkýnda bilgi edinmek istiyorsan konuþmasýna, fikirlerine, inançlarýna, hâl ve hareketlerine bak; bu sana yeterli ipuçlarýný verir.

Söyleyenden dinleyen arif gerek.
1. Çok söz söylemek yerine çok dinlemek daha iyidir. Çünkü öðrenmenin en önemli yollarýndan biri de dinlemektir. Ayrýca çok konuþanýn çok hata yaptýðý da ortadadýr.
2.Kimi konuþmacýlar üstü kapalý, sanatlý ve derin anlamlý konuþurlar. Bu durumda söylenenlerin anlaþýlmasý, dinleyenin bilgi ve anlayýþ yeteneðine baðlý kalýr. Dinleyen, ne denmek istendiðini çaba göstererek anlamalýdýr.

Söz aðýzdan çýkar.
Faziletli, dürüst, ahlâklý ve mert kiþi aðzýndan çýkan sözü bilir; ona baðlý kalýr, verdiði sözden dönmez ve onun gereðini yerine getirir.

Söz gümüþse, sükût altýndýr.
Konuþmak her ne kadar iyiyse de, susmak bazen konuþmaktan daha iyi sonuç verir. Öyle ki, hiç ummadýðý zamanda bile kiþinin sarf ettiði sözler baþýna iþ açabilir; onu zor duruma sokabilir.

Sözünü bil, piþir; aðzýnda der, devþir.
Söyleyeceði sözün ne anlam taþýdýðýný, ne gibi sonuçlara yol açacaðýný düþünmeli; derleyip toparlamalý, ondan sonra söylemelidir insan. Eðer söz aðza geldiði gibi, bir tartýdan geçirilmeden söylenirse insanýn baþýna umulmadýk dertler açabilir.

Söz var iþ bitirir, söz var baþ yitirir.
Sözün insan üzerindeki etkisi tartýþýlmaz. Ýyi, güzel, akýllýca ve yerinde söylenmiþ sözler çoklukla insanlar üzerinde olumlu etkiler býrakýr; inandýrýcý, kabullendirici, yumuþatýcý bir rol oynayarak rayýndan çýkmak üzere olan iþleri bir düzene sokar. Bunun yanýnda, kimi kýrýcý, kaba, sert, düþünülmeden söylenmiþ, ölçüsüz sözler de kimi tepkilere yol açar; anlaþmazlýklara, kavgalara sebep olur; iþler çýkmaza girer, giderek büyür ve kimilerinin ölümüne bile sebep olur.

Su akarken testiyi doldurmalý.
Ýnsan eline geçen fýrsatlarý deðerlendirmeli, karþýsýna çýkan imkânlardan yararlanmasýný bilmeli, mümkün olduðunca mal-mülk edinmeli, geleceðini güvence altýna almalýdýr. Çünkü her zaman uygun bir fýrsat yakalamasý mümkün olmayacaktýr.

Su bulanmayýnca durulmaz.
Kimi iþ, konu, olay ya da durumlar pek çok tartýþma, çekiþme ve mücadeleden sonra aydýnlýða kavuþur. Hemen herkes niyetini açýða vurur, fikrini söyler, söylenmedik bir þey kalmaz, sonunda mesele çözülür ve iþ yoluna girer.

Su bulununca (görülünce) teyemmüm bozulur.
Bir zorunluluk dolayýsýyla yapýlmakta olan bir iþin, bu zorunluluk ortadan kalkýnca gereði gibi yapýlmak için yeni baþtan ele alýnmasý gerekir. Bir baþka deyiþle, iþimizde kullanacaðýmýz asýl þey elimize geçince, daha önce onun yerine koyduðumuz benzerinin bir hükmü ya da deðeri kalmaz.

Su küçüðün, söz (sofra) büyüðün.
Öncelikle büyükler sayýlmalý, küçükler de korunmalýdýr. Geleneklerimiz ve dinimiz, korunmada önceliði çocuða vermiþtir; çünkü çocuk daha güçsüz ve dayanýksýzdýr. Saygýda ise önceliði büyüklere vermiþtir, çünkü çocuðun bütün ihtiyaçlarýný karþýlayan odur.

Su testisi su yolunda kýrýlýr.
Bir kiþi amaç edindiði iþte veya ülküde, tuttuðu yolda çeþitli engellerle karþýlaþýr; kazaya uðrar, zarar görür, hatta ölür de.

Su uyur, düþman uyumaz.
Kimi akar sular vardýr ki sanki akmýyormuþ, durgunmuþ gibi görünür. Buna asla kanmamak gerekir. Çünkü durgun akan sular daha ziyade tehlikeli olanlardýr, asýl akýþ ve hareket diptedir. Düþman ise bundan daha tehlikelidir. Ona karþý her zaman çok dikkatli ve uyanýk davranmak gerekir. Çünkü ne zaman harekete geçeceði, ne yapacaðý belli olmaz. Unutulmamalýdýr ki, düþman fýrsat düþkünüdür, fýrsatý kollar.

Suyun yavaþ akanýndan, insanýn yere bakanýndan kork.
Bk. “Adamýn yere bakanýndan...”

Sükût ikrardan gelir.
Susmak kabul etmek demektir. Bir kiþi, kendisine yapýlan suçlamalara karþý itiraz etmiyor, kendisine yapýlan tekliflere ses çýkarmýyorsa, bu “evet, kabul ettim” demek anlamýna gelir.

Sürüden ayrýlaný (ayrýlan kuzuyu, koyunu) kurt kapar (yer).
Herkesin tuttuðu yolu býrakýp ayrý bir yol tutturanlar, herkesin yaptýðýný yapmayanlar, ya da arkadaþlarýnýn yardýmýyla yapýlan bir iþten ayrýlanlar büyük zarara uðrarlar.

Sütten aðzý yanan, yoðurdu üfleyerek yer.
Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir iþle karþýlaþtýðýnda uyanýk davranýr; tedbirli olur.