
Hacý hacý olmaz gitmekle Mekke`ye, dede dede olmaz
gitmekle tekkeye.
Bir iþte asýl olan iyi niyet, samimiyet ve
içtenliktir. Bunlar olmadan bir iþi görünüþte ve
þeklen yapmakla o iþ gerçekten yapýlmýþ olmaz. Böyle
yapýlýrsa gerçekten iyi sonuç alýnýp amaca
ulaþýlamaz.
Haddini bilmeyene bildirirler.
Hemen herkesin toplumda belli bir konumu, sýnýrý ve
yetkisi vardýr. Bulunduðu durumu söz ve
davranýþlarýyla aþanlar sert bir karþýlýk görürler,
cezalandýrýlýrlar, yola getirilirler.
Hak deyince akan sular durur.
Bir meselenin çözümünde, bir anlaþmazlýkta
adaletli ve tarafsýzca davranýlýr, doðru yol
tutulur, hakkaniyet gözetilirse hiç kimse bir þey
söyleyemez, herkes verilen kararý kabul eder.
Hak gelince, batýl gider.
Kur`anýkerim`deki Hak geldi, bâtýl zâil oldu
âyetinden yola çýkýlarak oluþturulan bu atasözünde,
Hak, Yüce Allah`ýn emri, hükmü anlamýndadýr;
bâtýl ise doðru ve gerçeðin karþýtýdýr.
Dolayýsýyla bir anlaþmazlýk sýrasýnda doðrudan ve
gerçekten yana olunur, insaflý ve adaletli hüküm
verilirse, doðru ve gerçeðin karþýsýnda olan
zalimler çekip gitmek zorunda kalýrlar.
Hak yerde kalmaz.
Gerçek, doðru, adalet, insaf ve haklý kazanç
hiçbir þekilde yok edilemez. Kiþinin hakký olan þey
ya bu dünyada, ya da öbür dünyada kendisine verilir.
Hakký hor görenler, çiðnemeye kalkýþanlar, inkâr
edenler büyük bir aldanýþ içindedirler.
Hak yerini bulur.
Haksýzlýk er veya geç ortaya çýkar, bunun da
hesabý kuþkusuz sorulur. Suçlunun cezalandýrýlmasý,
hakkýyla hakkýnýn verilmesi bu dünyada veya öbür
dünyada mutlaka gerçekleþir.
Hamala semeri yük deðildir (olmaz).
Ýnsana kendi iþi aðýr gelmez. Çünkü üstlendiði
iþ ve sorumluluk yaþadýðý hayatýn tabiî bir
sonucudur.
Hamama giren terler.
Bir iþe giriþen kimse, o iþin güçlüklerini,
sýkýntýlarýný ve masraflarýný göze almalýdýr. Çünkü
bu iþin durumunu, sorumluluðunu kendi isteðiyle
kabul etmiþtir.
Haramýn temeli olmaz (Haramdan þifa olmaz).
Yüce Yaratýcý`nýn yasak ettiði yollardan,
emeksiz ve haksýz olarak bir þeye el atýp sahip
olmak haramdýr. Bu çeþit kazanç insana ne tat verir,
ne de yarar getirir. Kiþi o þeyden gereði gibi
faydalanamaz, geldiði gibi çabuk gider, hayrýný
göremez.
Harman dövmek keçinin iþi deðil.
Hemen her iþin bir yapýlma biçimi ve ustasý
vardýr. Aðýr, önemi büyük iþleri öyle herkes
yapamaz. Hele bu iþler acemi kimselere hiç
býrakýlamaz. Bu tür iþlerden iyi sonuç almak
isteyenler, iþlerini mutlaka ehline vermelidirler.
Hastalýk saðlýk bizim (insan) için.
Saðlýklý bir insan organizmasýnda birtakým
deðiþikliklerin ortaya çýkmasýyla fizyolojik
görevlerin aksamasý, dolayýsýyla saðlýðýn bozulmasý
son derece tabiîdir. Bu sebeple, hasta olmamak için
önceden tedbir almalý, her halükârda hastalýða
yakalanýrsa da bunu büyütmemeli insan.
Hatasýz kul olmaz.
Hiçbir insan tam deðildir. Her insan bilerek ya
da bilmeyerek yanýlýp yanlýþlýða düþebilir, suç
iþleyebilir, günaha girebilir. Kusurlarý bakýmýndan
insanlara fazla yüklenmek doðru deðildir. Önemli
olan insanlarýn hatalarýný yüzüne vurmak deðil,
hatalarýný azaltmada onlara yardýmcý olmaktýr.
Hay`dan gelen, Hu`ya gider (Selden gelen, suya
gider).
Sözün gerçek anlamýnda Hay ve Hû Allah
demektir. Yani Allah`tan gelen, yine Allah`a gider
anlamýndadýr bu söz. Ancak halk arasýnda mecazî bir
anlam kazanmýþtýr. Kolay ve emeksiz kazanýlan þeyler
elden kolay çýkar. Elde kalýcý olanlar, emek sarf
edip alýn teri dökerek kazanýlan þeylerdir.
Hayýr dile komþuna, hayýr gele baþýna.
Kim baþkalarý için iyi niyet besler, iyilik
diler, hayýr isterse, baþkalarý da onun için ayný
þeyleri düþünür. Kural o ki, iyilik ve kötülük
karþýlýklýdýr. Ýyilik isteyen iyilik bulur, kötülük
isteyen de kötülük.
Hayvanlar koklaþa koklaþa, insanlar söyleþe
söyleþe ( konuþa konuþa) anlaþýr.
Ýnsanlar konuþarak birbirlerini daha iyi
anlarlar. Çünkü konuþma, anlaþma yollarýnýn baþýnda
gelir. Ýnsanlar duygu ve düþüncelerini konuþarak
karþý tarafa aktarýrlar, tartýþýrlar ve birbirlerini
tanýmaya çalýþýrlar.
Hayvan yularýndan, insan ikrarýndan tutulur.
Yular, bir hayvanýn idare edilmesinde oldukça
önemlidir. Bir yere döndürülmesi, çekilip
götürülmesi, bir yere baðlanýp tutulmasý yular
vasýtasýyla olur. Bir insaný ise sözü (ikrarý)
baðlar. Verdiði sözden dönen kimse, itibarýný da
yitirmiþ sayýlýr. Ýhbarýný düþünen kimse sözünden
caymaz. Eðer cayarsa, bu kendisine hatýrlatýlýr;
sözünün istikametine yönelmesi istenir.
Hayvaný yardan düþüren bir tutam ottur.
Bk. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
Hekimden sorma, çekenden sor.
Bir hastanýn ne çektiðini, hekim deðil hasta
bilir. Çünkü ateþ düþtüðü yeri yakar. Bunun gibi bir
derde düþenin, bir felâkete uðrayanýn, sýkýntýlar
içinde kývrananýn çektiði çileyi, ancak kendisi
bilir, çare sunan, çözüm yolu gösterenler deðil.
Hekimsiz, hâkimsiz yerde oturma.
Saðlýðýmýzý yitirdiðimiz, hastalandýðýmýz zaman
kapýsýný çalacaðýmýz tek kiþi hekimdir. Haksýzlýða
uðradýðýmýz, can ve mal emniyetini kaybettiðimiz
yerde baþvuracaðýmýz kiþi de hâkimdir. Bu önemli iki
kiþinin bulanmadýðý yerde oturmak son derece
sakýncalýdýr.
Her aðacýn meyvesi olmaz.
Etrafýmýzda yaþayan insanlarýn dýþ görünüþlerine
bakarak onlardan bir verim beklenmemelidir. Dýþtan
bize verimli gibi görünen nice insanýn yararsýz
olduðu, onlardan bir fayda gelmediði çok
görülmüþtür.
Her aðaçtan kaþýk olmaz.
Kimi nesne, iþ ya da durumun kendine has bir
özelliði vardýr. Bu bakýmdan özelliði bulunan bir
þey için herhangi bir malzeme, madde veya kimse
kullanýlamaz. Görünüþe aldanmamalý, uygun olan
seçilmelidir.
Her çok azdan olur.
Çoðun temelinde az yatar. Önce az olanlar,
birike birike çoðu meydana getirmiþtir. Bu bakýmdan
azlar önemsiz görülüp atýlmamalý, aksine sabýrla bir
arada tutulup biriktirilmelidir.
Her damardan kan alýnmaz.
Ýnsanlarýn yapýlarý birbirine uymaz. Kimi iyi,
kimi kötü huyludur. Kimi yardýmsever, kimi
bencildir. Bu sebeple herkesten yardým istenmez,
istense de yardým gelmez. Þu hâlde insan kimden
yardým isteyeceðini belirlerken dikkatli olmalý, her
önüne gelenden yardým istememelidir.
Her deliðe elini sokma, ya yýlan çýkar ya çýyan.
Hiç kimse içyüzünü iyi bilmediði, yeterince
incelemediði, hakkýnda bilgi sahibi olmadýðý,
denemediði bir iþi yapmaya kalkýþmamalýdýr. Yoksa
kendini tehlikeye, altýndan kalkamayacaðý zararlý
sonuçlara atmýþ olabilir.
Her Firavun`un bir Musa`sý olur.
Her zalimden toplumu kurtaracak, zalime
yaptýklarýnýn hesabýný soracak bir kurtarýcý mutlaka
çýkacaktýr.
Her horoz kendi çöplüðünde öter.
Herkes ancak kendi çevresinde bir deðer taþýr,
kuvvet bulur ve sözünü geçirebilir. Çünkü asýl yeri
orasýdýr, baðlýlarý çevresindedir, orada güvence
altýndadýr, orada rahat etmektedir.
Her iniþin bir yokuþu vardýr.
Hayatýn akýþýnda hiçbir durum olduðu gibi
kalmaz. Olumlu, olumsuzu, iyi, kötüyü, yükselme,
alçalmayý; baþarý, baþarýsýzlýðý kovalar. Bunun
tersi de kaçýnýlmazdýr. Bu bakýmdan iþleri bozulan,
baþarýsýzlýða uðrayan kimse üzülmemeli; kötü
durumunun devamlý olmadýðýný bilmeli, umut var
olmalýdýr.¡
Her iþin baþý saðlýk.
Ýnsanýn yapacaðý her þey vücut saðlýðýna
baðlýdýr. Saðlýklý olmayan kimse hiçbir iþ yapamaz.
Bir iþ yapamayan, baþarýlý olamayan kimse de
yaþadýðý hayattan bir tat almaz; mutlu olamaz.
Her kaþýðýn kýsmeti bir olmaz.
Her insanýn talihi, kaderi bir deðildir. Bu
bakýmdan kazançlarýnýn farklý olmasý da doðaldýr.
Bir iþte kiþiler ayný çabayý gösterseler, ayný emeði
verseler de biri diðerinden daha az kazanýr. Çünkü
kýsmeti o kadardýr.
Herkes bildiðini okur.
Ýnsanlar çoklukla kendi akýllarýný beðenirler.
Dolayýsýyla baþkalarý ne derse desin, onlarýn
düþüncelerine uymaktansa kendi düþüncelerine göre iþ
yapmayý daha uygun bulurlar.
Herkesin arþýnýna göre bez vermezler.
Genel kurallar herkesin istek ve ihtiyacýna göre
bozulamaz. Dolayýsýyla bir durumun ölçülerimize göre
gerçekleþmesini beklemek doðru deðildir. Ýstenen
ölçüde deðil, gerektiði oranda yarar saðlanacaðý
bilinmeli.
Herkesin ettiði yoluna gelir.
Bir kimse baþkasýna nasýl davranýyorsa,
baþkalarý da ona öylece karþýlýk verirler. Ýyilik
eden iyilik, kötülük eden de kötülük görür.
Herkesin tenceresi kapalý kaynar.
Kimsenin durumu, içinde bulunduðu yaþayýþ
þartlarý baþkalarýnca gereði gibi bilinemez.
Herkesin yorulduðu yere han yapýlmaz.
Bir yerde, bir düzende herkesin uymak zorunda
olduðu genel kurallar vardýr. Bunlar kiþinin dileði
doðrultusunda deðiþtirilemez.
Herkes kaþýk yapar ama sapýný ortaya getiremez.
Herkes bir iþ yapar ama istenildiði kadar güzel
ve kusursuz biçimde yapýp da ortaya çýkaramaz. Bunu
becerenlerin sayýsý da bir hayli azdýr.
Herkes ne ederse kendine eder.
Kiþi çevresine nasýl davranýrsa, çevresi de ona
benzer þekilde davranýr. Ýyilik eden iyilikle,
kötülük eden kötülükle karþýlaþýr. Kiþi, muhatap
olduðu davranýþlarýn sorumlusudur.
Her koyun kendi bacaðýndan asýlýr.
Herkes kendi davranýþlarýndan sorumludur. Herkes
kendi hatasýnýn cezasýný kendi çeker. Hiç kimse
baþkasýnýn yaptýðý bir hatadan ötürü hesap vermez.
Her kuþun eti yenmez.
1. Herkes zorbalýða boyun eðmez. Bu zorbalýða
karþý gelecekler de vardýr. Öyleleri çýkar ki, seni
alt eder, piþman bile olursun.
2. Kimi iþlerin altýndan kalkmamýz mümkündür. Ama
öyle iþler de vardýr ki, asla baþaramayacaðýmýz
iþlerdir. Öyle görünüþe aldanýp da o iþin altýna
girmeyelim.
Yoksa hiç ummadýðýmýz bir zarar görebiliriz.
Her þeyin bir vakti var, horoz bile vaktinde
öter.
Bir iþten olumlu sonuç bekleniyorsa zamanýnda
yapýlmalýdýr. Çünkü gerekli þartlar ve elveriþli
ortam o zamandadýr. Bu bakýmdan bir iþi zamanýndan
evvel yapmaya kalkýþmak ne kadar zararlýysa, sonraya
býrakmak da o kadar zararlýdýr. Bir iþte acelecilik
kadar, geç kalmýþlýk da baþarýsýzlýða neden olur.
Her þeyin yenisi, dostun eskisi (makbuldür).
Sürekli kullanýlan eþya yýpranýr, eskir, gözden
düþer, gittikçe de insana sýkýntý verir, yenisini
aratýr. Ancak dostluk böyle deðildir. Dostluk
eskidikçe güç ve deðer kazanýr. Çünkü birçok
hatýralar birlikte yaþanmýþ, birlikte birçok
imtihandan geçilmiþ, baðlar gittikçe
saðlamlaþmýþtýr. Eski dostluk içten olduðu için
aranýr, yeni dostluklar ise henüz gönüllerde
kökleþmediði için pek makbul deðildir.
Her yiðidin bir yoðurt yiyiþi vardýr.
Herkesin kendine özgü bir çalýþma yöntemi, bir
iþ yapma biçimi vardýr. Çünkü kiþilikleri,
bilgileri, yetenekleri, yöntemleri ve yollarý
birbirinden farklýdýr.
Her yiðidin gönlünde bir arslan yatar.
Herkesin kendine göre yüksek bir emeli vardýr.
Hoþlandýðý, sevdiði, kavuþmak istediði bu emeli
devamlý gönlünde taþýr, onun özlemiyle yaþar.
Her zaman gemicinin istediði rüzgâr esmez.
Gerçekleþtirmek istediðiniz bir iþ için uygun
þartlarý dilediðiniz anda bulmanýz mümkün deðildir.
Çünkü olaylar dileðimize göre oluþmaz. Bu bakýmdan
fýrsat elimize geçtiðinde ondan hemen yararlanma
yoluna gitmeliyiz.
Her ziyan bir öðüttür.
Bilerek ya da bilmeyerek uðradýðý her zarar
kiþiye ders olur. Kendisini bu duruma düþüren yanlýþ
hareketi bulur, aynýsýný tekrarlamayarak doðabilecek
baþka zararlardan kendisini korur.
Hesapsýz kasap, ya býçak kýrar ya masat (Hesabýný
bilmeyen kasap, ne satýr býrakýr, ne masat).
1. Alacaðýný ve borcunu bilmeyen, gelirini
giderini iþine göre ayarlamayan kiþi, elinde
avucunda bulunaný da kaybeder; zarara uðrar.
2. Önlemini iyi almadan, ne yapýp edeceðini iyi
düþünmede, bir iþ giriþiminde bulunan kiþi, baþarýya
ulaþamaz; o iþ için gerekli olan imkânlarý da
yitirir.
Hýrsýzlýk bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten.
Hýrsýzlýðýn büyüðü küçüðü olmaz. Kiþi bir ekmek
de çalsa hýrsýz olur, yavaþ yavaþ da hýrsýzlýðý
meslek edinir. Kahpelik de benzer þekilde oluþur.
Bugün bir öpücük verip de bunu önemsemeyen kýz ya da
kadýn, yarýn sokaklara düþer. Dolayýsýyla bir öpücük
bir namus kirletmeye ve kahpeliðe kapý aralamaya
yeter.
Hiddetle kalkan nedâmetle oturur.
Öfkeyle, kýzgýnlýkla hareket eden kiþi ne
yaptýðýný pek bilmez; saðý solu incitir, kýrar. Kýsa
bir zaman sonra etrafa ve kendisine verdiði zararý
anlar ve piþman olur. Ne var ki iþ iþten geçmiþtir
bir kere.
Hocanýn (imamýn) dediðini yap (söylediðini
dinle), arkasýndan gitme (yaptýðýný yapma).
Bir din görevlisinin anlattýklarý dinin
buyruklarýdýr. Ancak insan beþerdir, þaþar. O da
hatalý, kusurlu olabilir; hatta bile bile yanlýþ da
yapabilir, söyledikleriyle yaptýklarý birbiriyle
çeliþebilir. Bu bakýmdan dikkatli ol; bu gibi yanlýþ
yola sapmýþlarýn peþinden, onlar dinin buyruklarýný
anlatýyorlar diye sakýn gitme.
Hocanýn (öðretmenin) vurduðu yerde gül biter.
Öðretmen ne yaptýðýný bilen adamdýr. Eðer bir
öðrenciye vurmayý gerekli görmüþse, bunu mutlaka
eðitmek amacýyla yapmýþtýr. Sakýn ola ki, bu
tavrýndan ötürü ona darýlýp gücenmeyiniz. Tam
tersine onun bu tavrýndan ötürü sevininiz. Çünkü
onun vurduðu yerde meydana gelen kýzarýklýk,
öðrencinin yarýn yapacaðý yanlýþlýklardan, edineceði
kötü alýþkanlýklardan kurtuluþunun bir iþareti
olarak görülmelidir.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalýr.
Yaþanýlmýþ, eriþilmiþ, alýþýlmýþ bir durum veya
makam yitirildikten sonra, yine o durum veya makamda
gözü kalýr insanýn. Kiþinin bu tutkusu ihtiyarlýk,
hatta ölüm hâlinde bile devam eder.
Horozu çok olan köyde sabah geç olur.
Karýþaný çok olan iþlerden güç sonuç alýnýr.
Çünkü her kafadan bir ses çýkar, herkes baþka bir
yol seçer, iþin nasýl yapýlacaðý konusunda kesin
karar verilemez. Dolayýsýyla böyle bir iþi sonuca
ulaþtýrmak da oldukça güç olur.
Huy canýn altýndadýr.
Bk. Can çýkmayýnca huy çýkmaz.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Doðuþtan gelen özellikler kolay kolay
deðiþtirilemez. Bunun için ne kadar uðraþýlsa
boþtur. Çünkü, o huy biçimi, kiþinin karakterinin
ayrýlmaz bir parçasý olmuþtur. Bunun için onu kolay
kolay söküp atamaz.