
Tan yeri aðarýnca hýrsýzýn gözü kararýr.
Doðru olmayan yollara baþvurarak çýkar saðlayan,
gizli kapaklý iþler çeviren kiþi, bu kirli ve
karanlýk iþleri çevirmesine imkân saðlayan þartlar
ortadan kalkýnca þaþýrýr; ne yapacaðýný bilemez
olur, iþ yapamaz hâle gelir.
Tarlanýn iyisi suya yakýn, daha iyisi eve yakýn.
Ekilen tarla yeterince sulanýrsa daha fazla ürün
verir. Eðer tarla suya yakýnsa hem kolay, hem de çok
sulanma imkâný doðar. Bu durum da tarlayý deðerli
kýlar. Bu tarla bir de eve yakýnsa daha da kýymetli
olur. Çünkü bir yandan tarlaya olan ulaþým, bir
yandan tarlanýn bakýmý, bir yandan da tarlanýn
korunmasý kolaylaþmýþ olur.
Tarlada izi olmayanýn, harmanda yüzü olmaz.
Emeksiz, çabasýz verim düþünülemez. Tarlasýný
gerektiði gibi sürmeyen, iþleyip çapalamayan,
gübresini zamanýnda vermeyen, sulayýp yabancý
otlardan temizlemeyen kiþinin tarladan ürün
beklemeye hakký yoktur.
Tarlaya saban, sürüye çoban.
Bir tarla iyi sürülür ve iþlenirse istenen ürünü
verir. Sabanýn girmediði tarla kýsa bir süre sonra
yozlaþýp çoraklaþýr, ekilemez olur. Bunun gibi bir
sürüden de verim bekleniyorsa, onu iyi bir çobana
teslim etmelidir. Çünkü iyi bir çoban, sürünün
nerede besleneceðini, bakýmýnýn nasýl yapýlacaðýný
bilir.
Taþa çýkan keçinin, aðaca çýkan oðlaðý olur.
Bk. Aðaca çýkan keçinin, dala bakan...
Taþ düþtüðü yerde aðýrdýr (Taþ yerinde aðýrdýr).
Herkes, her þey kendi çevresinde önem taþýr.
Çünkü kiþi bulunduðu yerde tanýnmýþ, kendisine bir
çevre edinmiþ, hatýrý sayýlýr bir yere gelmiþtir.
Yabancýsý olduðu bir yerde yeterince tanýnmadýðý
gibi kýymeti de bilinmez.
Taþýma (dökme) su ile deðirmen dönmez.
Bir iþin yapýlmasýnda güç, emek ve sermaye çok
önemlidir. Ýþi yapacak olan bunlardan yoksunsa,
baþkalarýnýn küçük katkýlarýyla, derme çatma
yardýmlarýyla sürekli ve büyük bir iþi yürütemez.
Tatlý dil yýlaný deliðinden çýkarýr.
Sert ve kýrýcý olmayan, yumuþak, hoþa giden,
gönül alýcý, okþayýcý, etkileyici, inandýrýcý ve
yerinde söylenmiþ söz insanýn hoþuna gider; bu söz
en azgýn kiþinin bile inadýný kýrar, onu yumuþatýr
ve yola getirir.
Tatlý ye, tatlý söyle (konuþ).
Kýrýcý, üzücü, incitici konuþmalardan sakýn;
güzel, hoþa giden bir dil kullan; yerinde ve
inandýrýcý konuþ ki karþýndaki memnun olsun; sen de
sevil ve sayýl.
Tavþan daða küsmüþ, daðýn haberi olmamýþ.
Ýstediði etkiyi yapmaktan çok uzak kalan kiþi
küser, darýlýr; ne var ki; karþýsýndaki kiþi, onun
bu durumunu bilip anlamaz.
Tayfanýn akýllýsý, geminin dümeninden uzak durur.
Kendini bilen, sorumluluk sahibi, akýllý kiþi
altýndan kalkamayacaðý, beceremeyeceði iþlerin
idaresinden uzak durmaya çalýþýr. O bilir ki, bunun
aksine bir hareket hem kendini, hem de baþkalarýný
zarara uðratýr.
Tebdil-i mekânda ferahlýk vardýr.
Bulunduðu yeri veya çevreyi kimi zaman
deðiþtirmek, daha deðiþik yerleri görüp gezmek
insanýn sýkýntýsýný giderir; ona rahatlýk, ferahlýk
verir.
Tek kanatla kuþ uçmaz.
Kimi iþler vardýr ki, yardýmcýsýz, araç-gereçsiz
yapýlamaz. Ýþin iyi ve olumlu sonuç vermesi için
bunlar mutlaka gereklidir.
Tekkeyi bekleyen çorbayý içer.
Bir iþin baþarýlmasýnda türlü sýkýntýlara
katlanýp sabretme, azim ve gayret gösterme, uzun
süre çalýþýp emek verme son derece önemlidir. Bütün
bunlarý yerine getiren kiþi, eninde sonunda bu
davranýþýnýn yararýný görür; bir mükâfata mutlaka
kavuþur.
Tembele iþ buyur, sana akýl öðretsin.
Ýþ görmeyi, çalýþmayý sevmeyen; çaba
göstermekten, sýkýntýdan kaçan kimse, kendisinden
bir konuda yardým istendiðinde, yardým edeceði yerde
çözüm yollarý gösterir ve iþten kaçmaya çalýþýr.
Terazi var, tartý var; her þeyin bir vakti var.
Hemen her þeyin, her iþin bir ölçüsü ve zamaný
vardýr. Eðer bunlara dikkat edilmezse iþler yolunda
gitmez, karýþýklýk baþ gösterir, hayat alt-üst olur,
düzen gerektiði gibi kurulamaz.
Tereciye tere satýlmaz.
Birine çok iyi bildiði bir þey öðretilemez, bir
konuda bilgi verilemez. Böyle bir þeye kalkýþan ya
da çalýþan kendisini gülünç duruma sokar.
Terzi kendi söküðünü dikemez.
Ýnsanlar baþkalarýna yaptýklarý hizmetleri
kendilerine gelince çoðu kez savsaklarlar, ya da
yapmaya zaman ve fýrsat bulamazlar.
Testiyi kýran da bir, suyu getiren de.
Ýyilik ödülsüz, kötülük de cezasýz kalýr; yahut
her ikisi eþit tutulur da aralarýnda bir fark
gözetilmezse adaletsiz davranýlmýþ olur. Bu durum da
düzeni bozar, yönetimin iflâsýna neden olur.
Teþbihte (temsilde) hata olmaz.
Kimi zaman yapýlan benzetmeler çirkin ve kaba da
olsalar söze güç katmak için yapýlýrlar. Dolayýsýyla
bunlarýn söz arasýnda kullanýlmasýndan kimse
alýnmamalýdýr.
Tevekkelin (tevekküllünün) gemisi batmaz (eþeðini
kurt yemez).
Tedbirini aldýktan sonra fazla titizlikten uzak
duran, her þeyi artýk Yüce Allah`a býrakýp boyun
eðen kimsenin malýna, iþine zarar gelmez.
Týrnaðýn varsa baþýný kaþý.
Kendi bilgi, beceri ve imkânýn varsa, bunlara da
güveniyorsan bir iþe giriþ; yoksa vaz geç. Bil ki,
kimseden kimseye hayýr yoktur; baþkalarýndan kolay
kolay yardým da gelmez, gelse de pek bir iþe
yaramaz.
Tilkinin dönüp dolaþýp geleceði yer kürkçü
dükkânýdýr.
Meslek veya alýþkanlýk gereði olan bir sonuçtan
kaçýnýlmaz. Daha önce kopup ayrýlmýþ olsa da, kiþi
baðlý olduðu çevreye, iþe veya bir alýþkanlýða
eninde sonunda, þu ya da bu sebepten ötürü döner.
Tilki tilkiliðini bildirinceye kadar post elden
gider.
1. Ýþlemediði hâlde suçlu görülen kimse, suçsuz
olduðunu kanýtlayýncaya kadar yeterince ceza çeker.
2. Kurnaz ve düzenbaz kimse, sahasýnda ne kadar
hünerli olduðunu gösterinceye kadar, kendisinden
daha hilekâr birinin tuzaðýna düþer.
Tilkiye, Tavuk kebabý yer misin? diye
sormuþlar; Adamý güldürmeyin diye cevap vermiþ.
Bir kimseye düþkün olduðu, çok sevip özlediði,
elde etmek için yanýp tutuþtuðu bir þeyi, Ýster
misin? Arzu eder misin? diye sormak son derece
yersiz, hatta abes ve gülünçtür.
Tok, acýn hâlinden bilmez (Var ne bilsin yok
hâlinden).
Para, mal gibi þeyleri elde etmiþ; açlýðýný
gidermiþ ve bunlara doymuþ olanlar, yoksullarýn
çektikleri sýkýntýyý, içine düþtükleri geçim
darlýðýný anlamazlar. Topraðý iþleyen, ekmeði
diþler.
Emeksiz yemek olmaz. Çalýþmayan, bir uðraþ vermeyen,
alýn teri dökmeyen kiþi verim elde edemez.
Tuz, ekmek hakkýný bilmeyen kör olur.
Birinin ekmek yedirip iyilik ettiði kimse, bütün
bunlara karþýlýk üzerinde hakký bulunan insana karþý
nankörlük edip hýyanet içinde olursa baþýna türlü
felâketler gelir.
Türk karýr, kýlýcý karýmaz.
Türk insaný ihtiyarlar ama mücadele gücünden,
direnme azminden bir þey kaybetmez.
Türkün aklý sonradan gelir.
Yaratýlýþý gereði saf, samimî, dürüst ve merttir
Türk insaný. Art düþüncelerden uzak kaldýðý gibi,
içten pazarlýklý da deðildir. Bunun için olsa gerek,
giriþtiði bir iþte pek hesap-kitap yapmaz; çýkarýný
hemen öyle aklýna getirmez. Öte yandan bir olay
karþýsýnda ne yapmak gerektiðini de hemen düþünemez.
Dolayýsýyla kendisi için hazýrlanan kimi tuzaklara
düþmekten kurtulamaz. Bir süre sonra aklý baþýna
gelir, iþin iç yüzünü anlar, doðru yolu bulur ama iþ
iþten de geçmiþ olur.